PARKİNSON
HASTALIĞINDA BEYİN PİLİ
Parkinson
hastalığı son zamanlarda toplumda görülme sıklığı giderek
artmaktadır.
Türkiye’de
100 000 civarında Parkinson hastası olduğu tahmin edilmektedir.
Her yıl yaklaşık 10 000 civarında hastaya yeni teşhih
konulmaktadır. Tüm dünyada 10 milyon hasta olduğu bilinmektedir.
Bu nedenle dünyada bilimadamları parkinson hastalığı tedavisi
üzerinde yoğun araştırmalar yapmaktadır.
Kısaca
özetleyecek olursak parkinson hastalığı nedir? Parkinson
hastalığı
beyinde bulunan bazı hücrelerde yavaş
ilerleyici
şekilde giden kayıp ve bunun sonucunda hastanın hareket
kabiliyetinde yavaşlamaya ve istemsiz titreme hareketlerine sebeb
olan hastalıktır. Yavaş ilerleyici bir kayıp olması nedeniyle
Parkinson
hastaları teşhis konduktan sonra 20 yıl veya daha fazla süre bu
hastalıkla yaşamlarını sürdürecektir.Hastalık
her geçen gün ilerlediğinden zaman içerinde parkinsona ait
bulgularda kötüleşme olacaktır..
Hastalığın ortadan tamamen kaldırılmasına veya önlenmesine
yönelik bir tedavi henüz olmadığından, biz
nörologlar
Parkinson hastlığının belirtilerini kontrol almaya yönelik
tedavi
düzenlemeleri yapmaktayız..
Parkinson
Hastalığı’nın Dört Ana motor Belirtisi:
Titreme veya tremor
Hareketlerde
yavaşlama, bradikinezi olarak adlandırılır
Kollar, bacaklar
veya gövdede katılık veya rijidite
Denge sorunları ve
muhtemel düşmeler, postural instabilite olarak adlandırılı
Parkinson
tanısı koymak işin esasında kolay bir durum değildir. Çünkü
parkinsona benzeyen ama esasında parkinson olmayan hastalıklarda
parkinson kadar sık olmamak la birlikte vardır.Parkinson
Hastalığı olup olmadığını doğrulayacak bir test yoktur.
Parkinson Hastalığı klinik bir tanıdır ve çoğu zaman nöroloji
uzmanı, Parkinson Hastalığı’na benzer belirtileri olan diğer
tıbbi durumları dışlamak amacıyla beyin filmleri
kan testleri detaylı nörolojik muayene ve ilaca verilecek cevap ile
tanıya ulaşmaya çalışır.
Parkinson
tedavisinde prensip beyinde eksilen dopamini yerine koyma veya
dopamin reseptörlerini uyarmaya yöneliktir. Bazı durumlarda
özellikle ileri evre parkinson hastalarında medikal tedavi yetersiz
veya istenmeyen yan etkiler oluşmaktadır. Son yıllarda tedavi
alternatifi olarak parkinson tedavinde kullanılan ve hastanemizde de
uygulanmakta olan parkinson cerrahisi(beyin pili) tedavi seçeneği
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Parkinson
hastalığının cerrahi tedavisindeki genel mantık nedir diye
bakacak olursak; Parkinson hastalığında gereğinden fazla çalışan
beyin hücresi toplulukları(çekirdekler) vardır.Bu çekirdeklerin
fazla çalışmasının engellenmesi hastalığın bir çok
belirtisini düzeltir. Çekirdeklerin çok fazla çalışmasının
engellenmesi beyin pili ile mümkündür. Beyin pili fazla çalışan
çekirdeklerin içine devamlı elektrik veren bir kablo
yerleştirilir ve verilen elektrikle çekirdeklerin fazla çalışması
engellenmiş olur.
Parkinson
hastalığında beyin pilinin takılabileceği faydalı olabileceği
hasta portföyünü değerlendirecek olursak; parkinson ilaçlarına
bağlı tedavi düzenlenmesi ile engellenemeyen istemsiz hareketleri
olan hastalar, titremeler ve ilaç etkinliğinin erken bitmesi
nedeniyle zor durumda olan hastalar ile beraber parkinson hastası
olupta ilaçların yan etkisne günlük aktivitesini bozacak kadar
maruz kalan hastalar beyin pili için aday hastalar olabilir.
Kısaca özetleyecek olursak uygun doz ve sürede parkinson ilaçları
kullanan ve bir dönme yanıt alınırken artık ilaç tedavine yanıt
alınamayan veya yan etkileri artan hastalar parkinson cerrahisi için
adaydır.
Beyin
pilinin avantajı; kontrol edilebilir, programlanır ve ayarlanılır
bir tedavi yöntemi olması. Yani bir yan etki gördüğümüzde,
başka bir ayara alabiliyoruz. Hasta memnun değilse ya da problem
yaşarsa, kapatmamız ya da istemezse çıkartmamız söz konusu
olabilir.
Beyin
pilinin riski var mı? İşin
kuralı; beynin içinde 2-3 milimetre çapındaki bir anatomik
oluşumu bulmak ve oraya müdahale etmek. Ama ne bir milim aşağıya,
ne bir milim yana gitmeye hakkımız var; çünkü o zaman hastanın
felç ya da kör olma riski çok fazla! Sonuçların son derece yüz
güldürücü ve risklerin bu kadar az olmasını sağlayan, yani
‘doğru yere doğru müdahale edilmesini sağlayan’ en güvenli
yöntem ise ‘Mikroelektrot Kayıt ve Stimülasyon Tekniği’dir.Bu
teknik sayesinde beynin fizyolojik haritasını çıkartılıyor
hastalıktan sorumlu hücrelerin doğru yerini bulunup
beyin pili takılıyor.
Takılan
beyin pilinin ömründen bahsedecek olursak; Pilin
ömrü 7-8 yıl. Ancak hastadan hastaya bu süre değişebiliyor.
Eğer daha yüksek seviyede kullanıyorsa daha erken bitme ihtimali
de var. Pil şarj edilmiyor. .Pilin ömrü bittiğinde ise yarım
saatlik bir ameliyatla göğüsteki pil değiştirilebiliyor.