Soru:Alzheimer hakkında bilgi verirmisiniz
Bunama zihin işlevlerinde kaybı niteleyen bir kelimedir. Burada önemli olan nokta normal bir zihinsel gelişme sonrasında bu işlevlerin kaybı durumunda bunamanın ortaya çıkmasıdır. Alzheimer hastalığı bunama yapan hastalıklar içinde en sık izlenen bozukluktur. Bu hastalık yeni bir hastalık olmasa da hastaların sayısı giderek artmaktadır. Çünkü hastalık ile ilgili en önemli risk faktörü yaştır ve yaşlanma kaçınılmaz bir durumdur. Günümüzde tüm dünyada (özellikle gelişmiş ülkelerde ve refah toplumlarında) en hızlı artan yaş grubunu 65 yaş ve üstü kişiler oluşturmaktadır. Alzheimer hastalığının görülme sıklığı yaş ile artmaktadır (65 yaş üstü 100 kişiden 8'inde Alzheimer hastalığı görülmektedir). 21. yüzyılda doğal, sosyal veya ekonomik felaketlerle karşılaşılmazsa hastalığın görülme sıklığı daha da artacaktır. Günümüzde Türkiye’de 300 bin civarında Alzheimer hastası olduğu düşünülmektedir. Genç nüfusun giderek yaşlanacağı bir ülke olarak Türkiye’de 30-40 yıl sonra bu hastalığın en önemli sağlık sorunu olacağını söylemek münecimlik olmayacaktır.
Hastalık neden olmaktadır?
Alzheimer hastalığı henüz nedeni tam aydınlatılamayan şekilde beyin hücrelerinin programlanandan daha erken ölmesi nedeniyle olmaktadır (yaşla beraber her kişide beyin hücre ölümü olmaktadır ama Alzheimer hastalığında bu süreç çok hızlı ve erken olmaktadır). Hücre ölümüyle birlikte beyin yavaş büzüşmeye başlar ve küçülür (bkz şekil 1) Alzheimer hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir, bir kanser hastalığı değildir. Çok nadir (yaklaşık 100 hastanın 5'inde) olmakla birlikte ırsi formları da mevcuttur ama bunlara nadir rastlanmaktadır.
Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de bir takım risk yaratan durumlar günümüzde tanımlanmıştır.
Bunlar
1. Yaş (değiştirilemez faktör)
2. Geçmişte depresyon (değiştirilebilir faktör)
3. Damar hastalıkları (Kalp krizi, tansiyon yüksekliği, kolestrol yüksekliği...) değiştirilebilir faktörler
4. Geçmişte ciddi kafa yaralanmaları
5. Düşük eğitim düzeyi
6. APOE4 taşıyıcılığı.
Bunların dışında birçok daha az ehemmiyette olan risk faktörleri tanımlanmıştır fakat bunlara burada değinilmeyecektir.
Hastalıkta ortalama süre 8 yıldır. Buna karşın bazı hastalarda hastalık çok yavaş ilerlerken bazılarında da kısmen daha hızlı ilerlemektedir. Hastalık erken, orta ve ileri evre olarak 3 evreye ayrılabilir.
Hastalık bulguları
UNUTKANLIK!
Hastalığın olmazsa olmaz özelliği unutkanlıktır. Yaşlılıktaki her türlü unutkanlık değerlendirmeyi hak eder. Önemli olan selim yaşlılık unutkanlığı ile hastalık belirtisi olan unutkanlıkların birbirinden ayrılmasıdır. Bu ayrım hastanın muayenesi, hasta yakınlarının verdiği bilgi, beyin işlevlerini değerlendiren nöropsikolojik değerlendirme ve gerekirse diğer yardımcı tetkiklerin (MR,BT, kan testleri....) bir araya getirilerek yorumlanmasıyla yapılmaktadır.
Alzheimer hastalığında başlangıçta hafif bir unutkanlık vardır. Örneğin hasta randevülerini, yemeğin altını, bakkaldan alacaklarını..... unutmaya başlamıştır. Eskiden alışveriş listesi yapmayan bir kişi bu durumu bertaraf etmek için liste tutmaya başlayabilir veya çeşitli notlar alamaya başlayabilir. Zamanla unutkanlık giderek artar ve hasta yeni olayları hiç kaydedemeye başlar. Örneğin 5 dakika önce sorduğu soruyu tekrar tekrar sorabilir. Torunlarının isimlerini unutabilir. Koyduğu eşyaların yerini hatırlamaz. Buna karşın hasta geçmişini özellikle de gençliğini ve 30-40 yaş dönemini şaşırtıcı bir ayrıntıyla anlatabilir. (Sıklıkla hasta yakınları "ne unutkanlığı, 40 yıl öncesini cin gibi hatırlıyor" diyerek yanlış bilgi verebilir ama önemli olan yakın döneme ait unutkanlığın olmasıdır).
Hastalık başlangıçta sinsi bir unutkanlıkla başlayabileceğinden yaşlılıkta izlenen unutkanlık NORMAL OLARAK GÖRÜLMEMELİDİR. Gençlerde görülen unutkanlığın altından ise sıklıkla modern yaşam tarzının getirdiği ruhsal sıkıntılar ve hastalıklar (depresyon, anksiyete, uyum bozukluğu gibi) çıkmaktadır. Bazı vitamin eksiklikleri (B12 ve folat) ve guatr bezi bozuklukları da gençlerde unutkanlığa neden olabilir ve araştırılması gerekli olabilir. Günümüzde özellikle çalışan kişilerde unutkanlık şikayetine sık rastlanmaktadır.
YOL BULAMAMA
Eğer unutkanlığı olan bir yaşlı iyi bildiği yolları bulamıyorsa, daha önceden dolaştığı yerlere artık gidemiyorsa, evin yolunu bulamayıp kayboluyorsa ya da evin yolunu aramaktan dolayı eve geç geliyorsa, evin içinde odaları karıştırıyorsa, bunlar Alzheimer hastalığı ile ilişkili bulgular olabilir.
DİĞER BULGULAR
Hastalar daha önceden olmayan bir şekilde içlerine kapanabilir, isteksiz, şevksiz görülebilirler. Hastalar uğraş ve hobilerini terk edebilir. Örneğin bir hasta arkadaşları ile briç oynamayı bırakabilir. Karmaşık alet kullanımı zorlaşır. Para hesabında güçlük olabilir. Bankamatikten para çekmek hastalar için çok zor bir şey haline gelebilir. Bunlar ile beraber bir takım psikiyatrik bulgular da olabilir. Hastalar olmayan şeylerden bahsedebilir, onları gördüğünü, işittiğini söyleyebilir.
Her ne kadar hastalıkta bir çok bulgu olsa da en önemli bulgu giderek artan bir unutkanlıktır.
17 Temmuz 2014 Perşembe
15 Temmuz 2014 Salı
SİZDEN SORULAR...,
Soru: Babam 65 yaşında sağ elinde istirahatte iken genellikle otururken titreme oluyor. Sağ elinide istediği gibi kullanamıyor. Ne yapmamız gerekiyor
Cevap: Anlattığınız titremeyi ele alırsak bu yaşta görülebilecek en sık iki hastalığı düşünmek lazım. Bunlar parkinson hastalığının başlangıcı ve esansiyel tremor ismiyle bilinen kısmen daha iyi seyirli olan hastalıklardır. İstirahatte titremenin olması ve kolunu iyi kullanamaması parkinson hastalığını ön planda düşündürüyor. Parkinson hastalığı genelde ileri yaşlarda ortaya çıkar, beyinde dopamin denilen maddenin azalmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Titremenin istirahatte değilde hareket esnasında (örneğin yemek yerken su içerken ) oluşması esansiyel tremor denilen %50 oranında genetik geçişle giden erken yaşlardada görülebilen stres heyecanlanma ile artış gösteren hastalığı düşündürür. Bu hastalık parkinsona göre daha iyi seyirlidir ve genelde tedaviye yanıt verir. Hastamızda görülen kolunu iyi kullanamamada parkinson hastalığının bulgularında görülebilen hareket yavaşlığının bir tezahürüdür. Parkinson hastalığı genelde ilerleyici bir hastalıktır. Düzenli kontroller ile ve düzgün tedavi seçimi ile kontrol altına alınması günlük işlevleri aksatmadan sürdürebilmesi mümkündür.Anlattığınız durum parkinsonu düşündürmekle beraber kesin teşhis için Nöroloji kliniğine başvurmanız gerekir.
Soru: Babam 65 yaşında sağ elinde istirahatte iken genellikle otururken titreme oluyor. Sağ elinide istediği gibi kullanamıyor. Ne yapmamız gerekiyor
Cevap: Anlattığınız titremeyi ele alırsak bu yaşta görülebilecek en sık iki hastalığı düşünmek lazım. Bunlar parkinson hastalığının başlangıcı ve esansiyel tremor ismiyle bilinen kısmen daha iyi seyirli olan hastalıklardır. İstirahatte titremenin olması ve kolunu iyi kullanamaması parkinson hastalığını ön planda düşündürüyor. Parkinson hastalığı genelde ileri yaşlarda ortaya çıkar, beyinde dopamin denilen maddenin azalmasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Titremenin istirahatte değilde hareket esnasında (örneğin yemek yerken su içerken ) oluşması esansiyel tremor denilen %50 oranında genetik geçişle giden erken yaşlardada görülebilen stres heyecanlanma ile artış gösteren hastalığı düşündürür. Bu hastalık parkinsona göre daha iyi seyirlidir ve genelde tedaviye yanıt verir. Hastamızda görülen kolunu iyi kullanamamada parkinson hastalığının bulgularında görülebilen hareket yavaşlığının bir tezahürüdür. Parkinson hastalığı genelde ilerleyici bir hastalıktır. Düzenli kontroller ile ve düzgün tedavi seçimi ile kontrol altına alınması günlük işlevleri aksatmadan sürdürebilmesi mümkündür.Anlattığınız durum parkinsonu düşündürmekle beraber kesin teşhis için Nöroloji kliniğine başvurmanız gerekir.
10 Temmuz 2014 Perşembe
TROMBOLİTİK TEDAVİ
Bir kez inme geliştikten sonra etkili bir tedavi olanağı var mıdır? İnme tedavi edilebilen bir hastalık mıdır?
İnme geliştikten sonra erken tanı konulması ve tedaviye başlanması hayati öneme sahiptir. Damar tıkanıklıklarında günümüzde yararı kanıtlanmış en önemli tedavi yöntemi trombolitik (pıhtı çözücü) ilaç tedavisidir. Trombolitik ilaçlardan biri olan rekombinan doku plazminojen aktivatörü (rTPA) ilk 3 saat içerisinde görülen hastalara intravenöz (toplardamar yoluyla) yolla uygulanabilir.
Son yıllarda pıhtı eritici (trombolitik tedavi) seçeneğinin gündeme gelmesi ile artık felçli kalmak engellenebilir.Bu tedavi ile tedavi edilen her 7 hastadan birinde felci bütünüyle ortadan kaldırmak mümkündür! Tedavi yalnız felci ortadan kaldırmakla sınırlı değil; hasta eski hayatına, işine, ailesine, sosyal faaliyetlerine geri dönebilirler. Hastalarımıza bu tedavi seçeneğini sunabilmek yalnızca toplumun inme konusunda bilinçlenmesi, bu hastalığı acil ve tedavi edilmesi mümkün bir durum olarak algılayabilmesi ile mümkün olacaktır.
Yeni biten bir çalışma tedavinin ilk 4,5 saate dek yapılabileceğini göstermektedir.
Hastanın veya yanındaki kişinin inme belirtilerini anlaması, tanıması niçin önemlidir?
Hastanelerde inme bakım ve tedavi organizasyonları ne kadar etkin olursa olsun, hastane acillerinde verilen hizmet kalitesi ne denli üst düzeyde olursa olsun eğer hastaların veya yakınları inme belirtilerini anlayamıyor veya tanıyamıyorsa hastaneye başvuru süreleri gecikecek ve sakatlığı önlemeye yönelik tedaviler uygulanamayacaktır.
5 Temmuz 2014 Cumartesi
VERTİGO(Baş dönmesi)
Vertigo baş dönmesi anlamına gelir. Vertigo kabaca sınıflayacak olursak en önemli üç nedeni vardır. Bunlardan ikisi beyinle alakalı diğeri iç kulakla ilgili sorunlarda ortaya çıkar. Nörolojiyle alakalı olan baş dönmesi beyincikle veya beyinciği besleyen damarla ilgili olabilir. Beyincikle ilgili kanama, tıkanma, iltihabik durumlar ve tümörler nedenler içerisinde olabilir. Beyinciği besleyen damar akımda azalma diğer bir nedendir(vertebrobaziller yetmezlik).Üçüncü bir nedende sık görülen iç kulakla ilgili sorunlardır. Vertigo şiddetli olduğunda hastalarda gözlerde sıçrayıcı hareket, bulantı ve kusma, ayakta duramama şeklinde belirtiler de olabiliyor.
Vertigonun sebebinin beyinle mi yoksa iç kulakla mı ilgili olduğunu anlamanın yolu detaylı bir nörolojik muayene ile birlikte beyin görüntülenmesi ve beyinciğe giden kan akım hızını ve debisini gösteren ultrason yaptırmaktır.Beyin görüntülemesi istenecekse beyin magnetik rezongörüntüleme tercih ediliyor. Çünkü beyincik ve etrafındaki yapıları daha net göstermektedir
Rutin kan tetkiklerine bakılıyor. Başka bir çok hastalıkla ilişkili olduğu yönünde şüphelenilen hastalarda ileri incelemelere başvuruluyor.
Vertigo, MS, beyin tümörü, boyun kemiklerinde kireçlenme gibi hastalıklarla ilişkili ise bu hastalıklara yönelik özel tedaviler uygulanıyor. İç kulakla ilgili vertigolarda genelde tedavi hastanın şikayetlerini hafifletmeye yönelik uygulanıyor. Kulak Burun Boğaz tarafından uygulanan bazı özel baş manevraları da tedavide kullanılıyor. Sık tekrarlayan vertigo atakları olan hastalar için çeşitli tedavilerle atak önleyici tedaviler oluşturulmaya çalışılıyor.
Vertigo bazen çok ciddi nörolojik bir hastalığa da işaret edebiliyor. Dengemizi sağlayan bazı mekanizmalar var. Göz, iç kulaktaki denge organı, kas ve eklemlerden kalkan uyarılarla sürekli baş ve vücudun diğer kısımlarının birbiriyle ve mekandaki yerleri hakkında beyne bilgi geliyor. Bu mekanizmalarda bozukluk olunca denge bozukluğu veya baş dönmesi ortaya çıkıyor. Baş dönmesi sık karşılaşılan bir şikayet. Ancak hastalar çok farklı şeyleri baş dönmesi olarak ifade edebiliyor.
Vertigo, hastanın kendi bedeni veya çevrenin etrafında gerçekten dönmekte olduğunu zannetmesiyle gelişen bir tablo. Bu şekilde bir dönme hissi olmadan ortaya çıkan vertigo, yalancı vertigo (dizzness) olarak tanımlanıyor
Başağrısında iğne tedavisi
Migren toplumda oldukça sık görülen günlük işlevleri engelleyen kronik bir hastalıktır. Bayanlarda daha sık olan migrende zonklayıcı vasıflı bulantının olduğu ışık ve sese tahammülsüzlükle giden kronik bir hastalıktır. Genelde 20-40 lı yaşlarda görülmekle beraber zaman içerisinde 50 li yaşlara doğru azalma eğilimdedir. Medicana nöroloji polkliniğinde migren ve diğer baş ağrılarında başın arkasından ve kaş üstünde alın bölgesine belirli seanslarla yapılan enjeksiyon tedavileriyle hastalarımız sağlığına kavuşmaktalar. Bu tedaviler oksipital ve supraorbital blokaj olarak adlandırılmaktadır.Bu enjeksiyon(iğne) tedavisi sadece migrende değil özellikle küme başağrısı ve ilaç aşırı kullanım baş ağrısındada kullanılmaktadır. Migren ve baş ağrısı hastaları zaman içerisinde kendilerini sürekli başağrısı çeken sosyal hayatta ve aile içi yaşamında bu şekilde tanınan biri olmaya başlar. Bu durum hastanın psikolojik yapısını etkile ağrıları olduğu için ağrı kesici sayısını haftada 3-4 e çıkartır ve böylece migren+ilaç aşırı kullanım baş ağrısı+gerilim tipi baş ağrısı üçlüsü ortaya çıkarki bunun tedavisi oldukça güçdür.
Dr.Adem Akkurt
MEDİCANA INTERNATİONAL SAMSUN
Sorularınız içim email:drademakkurt@gmail.com
http://www.eniyihekim.com/samsun/noroloji/84542/adem-akkurt.htm
Dr.Adem Akkurt
MEDİCANA INTERNATİONAL SAMSUN
Sorularınız içim email:drademakkurt@gmail.com
http://www.eniyihekim.com/samsun/noroloji/84542/adem-akkurt.htm
Huzursuz bacak (Restless Leg) sendromu nedir?
Huzursuz bacak sendromu dinlenme esnasında (dah çok yatarken) bacaklarda ve uylukta hastanın tam tarif edemediği daha az olarakta kollarda gözlenen, batışma,karıncalanma,ağrı v.b net bir tarife oturmayan bir hastalıktır. Kadın ve erkekler arasında görülme sıklığı açısından belirgin bir fark yoktur. Çocuklarda da görülebilir. Herhangi bir yaşta görülebiir. zaman içerinde artma eğilimdedir. Bazen hayatın belirli dönemlerinde kaybolup tekrar ortaya çıkabilir.Daha çok hastanın hareketsiz olduğu zamanlarda orta çıkar özelliklede uyumak için yatağa uzandığı zamanlarda kendini fark ettirir.. Yatak içerisinde bacaklarının sürekli hareket ettirmek,germek bazen kalkıp yürümek kısmen şikayetleri baskılar. Bu khareketler nedeniyle hastanın uyku kalitesi bozulur. Gün içerinde dinlenme esnasında veya uzanma durumunda hastanın şikayetleri olmakla beraber akşamları olan kadar yoğun değildir. Bazı hastalarda uyku esnasındada hareketler devam etmektedir.REM uykusu davranış bozukluğu olarak da adlandırılan bu durum ayrı bir hastalıktır. İki hastalığın beraber görülme ihtimali yüksektir. Hastalık semptomlarının yani şikayetlerin şiddeti hastadan hastaya değişmektedir.Hafifden çok ağır uyku kalitesinin bozulması sebebiyle depresyona kadar gidebilecek kadar ağır semptomlar içerebilir.
Huzursuz bacak sendromu dinlenme esnasında (dah çok yatarken) bacaklarda ve uylukta hastanın tam tarif edemediği daha az olarakta kollarda gözlenen, batışma,karıncalanma,ağrı v.b net bir tarife oturmayan bir hastalıktır. Kadın ve erkekler arasında görülme sıklığı açısından belirgin bir fark yoktur. Çocuklarda da görülebilir. Herhangi bir yaşta görülebiir. zaman içerinde artma eğilimdedir. Bazen hayatın belirli dönemlerinde kaybolup tekrar ortaya çıkabilir.Daha çok hastanın hareketsiz olduğu zamanlarda orta çıkar özelliklede uyumak için yatağa uzandığı zamanlarda kendini fark ettirir.. Yatak içerisinde bacaklarının sürekli hareket ettirmek,germek bazen kalkıp yürümek kısmen şikayetleri baskılar. Bu khareketler nedeniyle hastanın uyku kalitesi bozulur. Gün içerinde dinlenme esnasında veya uzanma durumunda hastanın şikayetleri olmakla beraber akşamları olan kadar yoğun değildir. Bazı hastalarda uyku esnasındada hareketler devam etmektedir.REM uykusu davranış bozukluğu olarak da adlandırılan bu durum ayrı bir hastalıktır. İki hastalığın beraber görülme ihtimali yüksektir. Hastalık semptomlarının yani şikayetlerin şiddeti hastadan hastaya değişmektedir.Hafifden çok ağır uyku kalitesinin bozulması sebebiyle depresyona kadar gidebilecek kadar ağır semptomlar içerebilir.
Araştırmalar beyinde dopamin seviyesinin düşüklüğü ile ilgili olduğunu göstermektedir . Genetik geçiş bazı hastalarda görülmektedir. Huzursuz bacak ile ilgili genetik geçiş gösterilmiştir. Bu genetik geçiş genç yaşta başlangıç gösteren husursuz bacak sendromunda daha belirgindir. .Gebelik veya hormonal değişiklikler de geçici olarak yakınmaları artırabilir. Hamileliğin son aylarında görülme ihtimali yükselir.Psikolojik bozukluklarla görülme sıklığı daha belirgindir.
Huzursuz bacak sendromunda tanı nasıl konur. Aşağıdaki sorular tanı koymakta anahtar rol oynamakta.
Otururken veya uzanırken bacaklarınızda tanımlayamadığınız kötü bir his oluyor mu? Bu his nedeniyle bacaklarınızı hareket ettirmek zorunda kalıyor musunuz?
Bacaklarınızı hareket ettirmek bu yakınmalarınızı azaltıyor mu?
Bu yakınmalarınız günün ilerleyen saatlerinde daha fazla mı oluyor?
Gündüzü uykunuz gelir mi? Kendinizi uykusuz hisseder misiniz?
Uykuda bacaklarınızı veya kollarınızı ritmik olarak hareket ettirdiğiniz söylenir mi?
Ailenizde huzursuz bacak sendromu tanısı konmuş kimse var mı?
Huzursuz bacak sendromu tanısı için ne yazıkki henüz bir kan testi veya başka bir laboratuar testi yoktur. Doktorunuz gerek görürse altta yatan nedene yönelik bazı kan testleri veya diğer testler önerebilir. Huzursuz bacak sendromu nedeniyle uyku testi yapnak genellikle gerekmemektedir, ancak eşlik eden periyodik ekstremite hareketleri sendromunu tespit etmek için bir gece uyku testi yapılması amacıyla uyku laboratuarında kalmanız gerekebilir.
Huzursuz bacak sendromu nasıl tedavi edilir?
Demir eksikliği gibi altta yatan bir neden var ise unu tespit edip tedavi etmek huzursuz bacak sendromunu da tedavi edecektir ancak bu durum çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Bu durumda da tedavi amacıyla yaşam şekli değişikliği önerileri ve ilaçlar ön plana çıkmaktadır. Bazı bulantı ilaçları, depresyon ilaçlarının çoğu ve kalsiyum kanal blokajı yapan ilaçlar (tansiyon ve kalp hastalarında kullanılır) huzursuz bacak sendromunu kötüleştirebilir. Ağrı kesici ilaçlar işe yarayabilir, ılık banyo ve masaj yapmak şikayetleri azaltabilir, bacaklara sıcak veya soğuk (veya her ikisi dönüşümlü) uygulamak bacaklarda rahatsızlık verici hissi azaltabilir. Gevşemek için meditasyon yapmak bazı hastalarda işe yarayabilmektedir. Aşağıda bir tabloda bulacağınız uyku hijyen kurallarına uymak hastaları rahatlatmaktadır.
Demir eksikliği gibi altta yatan bir neden var ise unu tespit edip tedavi etmek huzursuz bacak sendromunu da tedavi edecektir ancak bu durum çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Bu durumda da tedavi amacıyla yaşam şekli değişikliği önerileri ve ilaçlar ön plana çıkmaktadır. Bazı bulantı ilaçları, depresyon ilaçlarının çoğu ve kalsiyum kanal blokajı yapan ilaçlar (tansiyon ve kalp hastalarında kullanılır) huzursuz bacak sendromunu kötüleştirebilir. Ağrı kesici ilaçlar işe yarayabilir, ılık banyo ve masaj yapmak şikayetleri azaltabilir, bacaklara sıcak veya soğuk (veya her ikisi dönüşümlü) uygulamak bacaklarda rahatsızlık verici hissi azaltabilir. Gevşemek için meditasyon yapmak bazı hastalarda işe yarayabilmektedir. Aşağıda bir tabloda bulacağınız uyku hijyen kurallarına uymak hastaları rahatlatmaktadır.
Her gün aynı saatte uyanın,
Gündüz vakti olabildiğince aydınlık ortamlarda bulunun,
Sabah çalışmaya başlamadan önce biraz yürüyüş yapın (İşe yürüyerek gidebilirsiniz) Günlük yürüyüş süresi ortalama 45 dakikadan kısa olmasın,
Aldığınız kafeini (Kahve, çay, çikolata) kısıtlayın. Günde 2 fincandan fazla kahve içmeyin. Uykuya dalmakta veya sürdürmekte sorununuz varsa kafeini tamamen hayatınızdan çıkarın,
Mümkün ise sigarayı azaltın, uyku ile ilgili sorununuz varsa sigarayı tamamen bırakmaya çalışın,
Alkol alımını kısıtlayın. Uyku ile ilgili sorununuz varsa alkollü içeceklerden tamamen uzaklaşın,
Uykunuz gelirse gündüz vakti kısa süreli uyuyabilirsiniz ama gece uykusuzluk çekiyorsanız gündüz uyumamalısınız,
Yatak odanızı uyuma ve cinsellik dışında kullanmayın, yatak odanızı çalışma odası olarak kullanmamalısınız,
Yatak odanız ısı, ışık ve gürültü açısından sizi rahat ettirecek şartlarda olmalıdır,
Uykuya uyanmayı arzu ettiğiniz zamandan 9 saat önce başlayın
Uyumadan 1 saat önce günlük aktiviteyi bitirin, 15 dakika boyunca o gün yaşadığınız sıkıntıları, başarıları ve mutlulukları bir kağıda yazın sonra 45 dakika boyunca gevşemeye çalışın, uyarıcı olmayan şeyler yapın (hafif şeyler okuyun, klasik müzik dinleyin, ılık köpüklü bir banyo yapın, meditasyon yapın, 1 bardak ılık ballı süt için)
Sonra yatağa girin, gözlerinizi kapatıp uykuya dalmanın keyfini çıkarın
Eğer yaklaşık 15 dakika süreyle uykuya dalamadıysanız kalkın ve başka bir odaya gidin ve uykunuz gelinceye kadar gevşemeye çalışın, uykunuz gelince tekrar yatağa gidin. Bu durum tekrar edebilir ama mutlaka her gün aynı saatte uyanmaya özen gösterin.
Depresyon mu alzheimer hastalığı mı ?
Depresyon tanısı almış hastalarda ortaya çıkan mutsuzluk hayattan tad almama davranış değişiklikleri arka planda gizlenmiş alzheimer sürecinin başlangıcı olabilir. Depresyon tanısı almaları bu şekilde izlemde olmalarıyla geçen sürede hastalık hızlı bir şekilde ilerleyebilir. Bugün için alzheimer hastalığını durudurmanın ve ya geriye götürmenin tedavisi olmamakla birlikte verilen tedavilerle hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilmekte. Hayat kalitesini arttırmak genel destek tedavisni almak açısından erken tanı koymak bu süreçte önemlidir.
Depresyon mu Alzheimer hastalığı mı nasıl ayırt edeceğiz. Unutkanlık yakınmasının olması gerekir fakat kafa karıştıran nokta depresif hastalarda da konsantre olma yeteneğindeki azlığa bağlı unutkanlık olabilir. Bu süreçte bize yardımcı olabilecek yardımcı testler ve tekikler devreye giriyor. Nörokognitif test bataryası dediğimiz testler ile hastanın dikkati, yakın ve uzak bellek durumu, görsel-mekansal becerileri , bilgileri kayıtlama, bilgileri hafızaya geri çağırma ve yürütücü işlevler değerlendirlir. Beyin görüntülemesi ile de beyinde küçülme olup olmadığı değerlendrilir. Bu tetkiler ve genel değerlendirmelerden sonra alzheimer hastalığı lehine bulgu yoksa hastanın mutsuzluğu huy değişikliği depresyon tanısını düşündürür. Bir başka açıdan ba kacak olursak ileri yaşta depresyon tanısı almış tedavi ile yakınmaları geçmeyen hastalarda Alzheimer hastalığı akılda tutulmalıdır.
Genel olarak bakacak olursak Alzheimer hastalığını nasıl tanıyabiliriz. Klasik tıbbi terimler yerine günlük yaşamda Alzheimer hastalığının tanımaya yönelik belirtileri olan hastalırın yakınmalarını şu şekilde örnekleyebiliriz.
Bıraktığı eşyayı örneğin cüzdanının koyduğu yerde bulmakata zorlanır, yukarıda da bahsedildiği gibi karakter değişimi daha önceden sessiz, sakin biri iken sinirli kolayca tartışabilen biri olabilir, bir konuya takılır ve bu konu üzerinden aynı soruları tekrar tekrar sorar, dışarıda yön bulmakta ve kişilerin isimlerini getirmekte zorlanabilir, yemek yeme davranışlarında öğün atlamalar ve fazla yeme gibi davranış bozuklukları olabilir.Yakınınızın veya kendinizin bu ve benzeri şikayetleri varsa erken teşhis ve tedavi adına nöroloji doktoruna başvurması önerilir
Migrende iğne tedavisi(Oksipital blokaj)
http://migrentedavisinedir.blogspot.com.tr/
Husursuz bacak sendromu nedir?
http://huzursuzbacaksendromundatedavi.blogspot.com.tr/
http://migrentedavisinedir.blogspot.com.tr/
Husursuz bacak sendromu nedir?
http://huzursuzbacaksendromundatedavi.blogspot.com.tr/
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)